Pandemi COVID-19 pandemisi, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de iş gücü piyasasında önemli değişimlere yol açmıştır. Pandemi süreci ve sonrasında açıklanan işsizlik verileri, ekonominin genel durumu ve istihdam politikalarının etkinliği hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Bu makalede, pandemi sonrası dönemde Türkiye’deki işsizlik oranları incelenecek, geniş ve dar tanımlı işsizlik arasındaki farklar, genç ve kadın işsizlik oranları ile istihdamın genel durumu analiz edilecektir.
Türkiye’de işsizlik oranları, dar ve geniş tanımlı olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. Dar tanımlı işsizlik, iş arayan ve hemen başlayabilecek durumda olan kişileri ifade ederken; geniş tanımlı işsizlik, iş aramaktan vazgeçmiş veya çalışma isteği olmayanları da kapsar.
Pandemi öncesi dönemde, 2019 yılında geniş tanımlı işsizlik oranı %19 seviyesindeydi. Bu veriler, pandeminin iş gücü piyasası üzerindeki uzun vadeli etkilerini göstermektedir.
Pandemi süreci, özellikle genç ve kadın işsizlik oranlarında belirgin artışlara neden olmuştur.
Bu yüksek oranlar, kadınların iş gücü piyasasındaki dezavantajlı durumunu ve pandeminin bu gruptaki etkisini ortaya koymaktadır.
Pandemi sonrası dönemde istihdam ve işgücüne katılım oranlarında da önemli değişiklikler gözlemlenmiştir.
İşgücüne katılım oranı, erkeklerde %72,3, kadınlarda ise %36,8 olarak gerçekleşmiştir. Kadınların işgücüne katılım oranının düşük olması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve istihdam politikalarının bu alandaki yetersizliklerine işaret etmektedir.
Pandemi sürecinde, tam istihdamda olmayan ve daha fazla çalışmak isteyen bireylerin sayısında artış gözlemlenmiştir.
Bu göstergeler, işgücü piyasasında daha fazla çalışma isteği olmasına rağmen, uygun istihdam fırsatlarının sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır.
Pandemi sonrası dönemde Türkiye’deki işsizlik oranları, hem dar hem de geniş tanımlı işsizlik açısından önemli artışlar göstermiştir. Özellikle genç ve kadın işsizlik oranlarındaki yükseliş, hedeflenmiş istihdam politikalarının gerekliliğini vurgulamaktadır. İşgücüne katılım oranlarındaki cinsiyet farklılıkları ve zamana bağlı eksik istihdam verileri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve istihdam politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu bulgular ışığında, istihdamı artırıcı ve işsizlikle mücadeleye yönelik kapsamlı stratejilerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.
UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025UNCATEGORİZED
13 Eylül 2025